|
Biyografi |
|
ASLI ERDOĞAN BİYOGRAFİ Aslı Erdoğan, d.1967
Amerikan Robert Lisesi, ardından Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdi. Yüksek lisansını CERN (Conseeil Europeen pour la Recherche Nucleaire)’de hazırladı. Rio de Janeiro’da başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak yazmayı seçti. 1994 ‘te ilk kitabı yayımlandı.
Ulusal ve uluslararası basında kendinden övgüyle bahsedilen yazar, 1997’de Deutsche Welle’nin düzenlediği yarışmada Tahta Kuşlar adlı öyküsüyle birincilik ödülü aldı, bu öykü dokuz dile çevrildi. Kırmızı Pelerinli Kent romanı Gyldendal Yayınları’nın (Norveç) Marg –omirilik— serisine seçildi. Hayatın Sessizliğinde (2005) Dünya Yayınları tarafından yılın kitabı seçildi. Hayatın Sessizliğinde’den bir bölüm Piccola Tiyatrosu’nda (Milan) Serra Yılmaz tarafından seslendirildi, dans tiyatrosu ve baleye uyarlandı. Mahpus adlı öyküsü Fransa’da filme çekildi. Yunus Nadi (Mucizevi Mandarin), Sait Faik (Taş Bina, 2010), Lillehammer Festivali’nin ana konuşmasını yaptı (2011), Zürih Şehir Yazarı seçildi (2012), Words Vithout Borders (2013), Ord i Grenseland Prisen—Sınırda Sözcükler (2013)
Aslı Erdoğan’ın yapıtları birer ‘çağdaş klasik’ olarak nitelendirildi. Le Monde, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Neue Zürcher Zeitung, die Welt, der Freitag, die Berliner Literatur Kritik gibi gazete ve dergilerde Aslı Erdoğan’ın yapıtları üzerine yüzden fazla makale ve çalışma yayımlandı. Ingo Arend, Ruth Klüger, Barbara Frischmuth gibi yazarlar Aslı Erdoğan’ı yazdı. La Libre Belgique tarafından Antonin Artaud ve Malcolm Löwry ile kıyaslanırken, Aftenposten şu cümleyle değerlendirdi:“Joyce ve Dublin, Kafka ile Prag nasıl birbirinden ayrılmazsa, bundan böyle Aslı Erdoğan Rio da birbirine kopmaz bağlarla bağlanacak.”
2011’de, İsveç’in iki büyük gazetesi Svenska Dagbladet ve Dagens Nyheter’in kültür sanat eklerine röportaj veren Aslı Erdoğan, ayrıca, Nobel ödüllü yazar Le Clezio’dan sonra Dagens Nyheter’in kültür ekinin kapağına taşınan ilk yabancı yazar oldu. Dagens Nyheter’deki söyleşisinde Erdoğan, “Yalnızlık benim için önemli bir itici güç. Bir yerden, bir dilden ya da bir insandan ayrılmak, beni daha yaratıcı yapıyor. Sürgünlüğün insanın yaşamındaki en kalıcı durum olduğunu düşünüyorum, bizler hepimiz evsiz barksızız aslında. Ne zaman ki kayıp ve köksüz olma duygusu ‘sürgün’ diye anılıyor, işte o zaman bir tür müzelik objeye dönüşüyor. O şekilde de güzel ve katlanılır oluyor” dedi.
Aslı Erdoğan 16 Agustos 2016’da gözaltına alındı. 19 Ağustos’daki duruşmasında; örgüt üyeliği, örgüt propogandası, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçlamalarıyla tutukluluk halinin devamına karar verildi ve Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nde 136 gün hapis yattı.
Prenses Margeret ödül törenine yurt dışına çıkış yasağı olduğu için katılamadı,orada olsaydı şu konuşmayı yapacaktı:
”Edebiyat, bir ayna olarak çoktan parçalandı ama kimimiz hala el yordamıyla, cam kırıkları arasında, belki çoktan kuma dönüşmüş bir aynanın yitirilmiş düşleri arasında, ancak kanayan bir elin yakalayıp tutabileceği bir kum tanesi kadar hakikatin peşindeyiz. Hakikati arıyoruz. Ama sözün mucizesi sonsuzdur aslında bir türlü söylenemeyişindedir. Sadece yarayı, yıkımı, yokluğu, kurbanı dilendirmek, seslendirmek adına yazdım” diyen Erdoğan, ödülünü bütün kurbanların sessiz çığlıklarına adadı.
Son olarak, Almanya’nın feminist kadın dergisi “Emma”, tarafından 2018 Yılı ‘Simone de Beauvoir Kadın Hakları Ödülü’’ne layık görüldü.
Derginin Köln kentindeki merkezinden yapılan açıklamada, Erdoğan için “Türkiye’de özgürlüğün ikonu” ve “savaşını sözcükler aracılığıyla veriyor” denildi.
Aslı Erdoğan’ın aldığı diğer ödüller:
Özgür Gazeteciler Cemiyeti Onur Ödülü (2016)
Free Chelsea Manning (2016)
Karl Tucholski (2017)
Theodor Heus Madalyası (2017)
Bruno Kreiss İnsan Hakları Ödülü (2017)
Erich Maria Remarque Barış Ödülü (2017)
Leipzig Medya Özgürlüğü Ödülü (2017)
Düşünce ve İfade Özgürlüğü (Yayıncılar Birliği, 2017)
Prenses Margeret (Avrupa Kültür Vakfı, 2017)
Stutgart Barış Ödülü (2017)
Uçan Süpürge Tema Ödülü (2017)
Simone De Beauvoir Kadın Hakları Ödülü (2018)
Radikal’de başladığı köşe yazarlağına, gazete kapatılana ve tutuklanana değin Özgür Gündem’de devam etti. Yurt dışı yasağının kalkmasının ardından Almanya’ya yerleşen yazar, çeşitli avrupa ülkelerinde etkinliklere katılmaya devam ediyor.
|
|
|